- stephen king'in everything s eventual adlı kitabındaki bir öykü, lunapark treni diye çevrilmiştir. bir korku hikayesi olarak, pek çok insanın en büyük korkusu olan "yakınlarını kaybetmek" konusunu ele alıyor. annesinin kalp krizi geçirdiğini öğrenen gençalan'ın hemen onu görmek için yola çıkmasını, otostop yaparken yanlış giden bir şeylerin olduğunu fark etmesini konu alır.
alıntı(bu satırdan sonrası biraz spoiler içerir) :
"siyah bir çizginin boğazını, dikenli tel dövmesinin kolunu çerçevelediği gibi çerçevelediğini görebiliyordum. üzerinde, çizgiyi dikey olarak kesen düzeinelerce küçük, siyah şerit vardı. başını her kim vücuduna koyduysa onun attığı dikişler olmalıydılar.."
alan'ın bindiği arabayı bir ölü kullanmaktadır, her şeyi bilen, özel olarak gönderilmiş bir ölü. yola biriye devam edecektir, ya alan'la, ya annesiyle.. seçim alan'a aittir, ya kendisi ölecek, ya annesinin ölüm kararını verecektir. "ikinizi birden alırsam arka koltukta oturup sohbet edebilirsiniz" der staub -ölü adamın adı budur.
(bundan sonrası asıl spoilerı içerir)
alan seçimini yapar, ve "onu al" der. sonra kendini yerde bulur, bunun rüya olduğundan emin değildir ama, çünkü staub'n verdiği iğne hala gömleğindedir. ancak annesi yedi yıl daha yaşar. alan, belki suçluluk duygusuyla, belki gerçekten içinden gelerek annesiyle çok güzel, dolu dolu 7 yıl geçirir. sevdiklerimizin değerini bilmemizi söyler bu öykü, belki de ben çok etkilenmişimdir, ama kitaptaki en güzel öykülerden biri bence.
Vampircik - 2005 - 2015
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.
